1- Şık detaylara önem verin.
Çalışma alanınız size ilham vermeli ve eşsiz kişiliğinizi yansıtmalı. Bunun için elinizden geleni yapmaya çalışın. Yukarıdaki çalışma alanını buna örnek gösterebiliriz:“Modaya uygun, kullanışlı ve ev sahibinin kişiliği yansıtacak bir alan tasarlamak istedik. Siyah bir vurgusu olan duvar ile alandaki derinliği artırıp biraz dramatik bir hava yarattık. Masanın üzerine bir avize konumlandırarak da odaya görkem ve cazibe katmayı hedefledik. Ahşap gövdeli bir konsol ise odanın organize olması için yararlandığımız bir araç oldu. Bununla ev sahibine eşyalarını koyma ve üzerindeki mini ocak ile yiyecek ihtiyacını karşılama şansı vermiş olduk. Sonuç olarak çalışma alanının kullanışlı şekilde tasarlamış olmamız hem ev sahibinin kariyerini keyifle şekilde deneyimlemesini hem de videoları ve Instagram fotoğrafları için mükemmel bir arkaplana sahip olmasını sağladı.”
Evdeki çalışma alanınızda daha göz kamaştırıcı bir atmosfer yaratmak istiyorsanız odadaki ışık miktarına oldukça önem vermelisiniz. Bu nedenle alanınıza seçtiğiniz aydınlatmanın hem gözlerinizi hem de dekorasyonunuzu desteklediğinden emin olmak faydalı olacaktır.
2- Yeşil bir alan yaratın.

Çalıştığınız alanda sanki doğanın içerisindeymiş gibi nefes alabildiğiniz sürece, bu alandan ayrılmayı hiç istemeyeceksiniz. Bu noktada, şu cümlelere kulak vermek faydalı olacaktır: “Kullanışlılık, ergonomik olma, rahatlık ve temizlik faktörlerinin birbiri ile uyumlu içinde olduğu çalışma alanları kurgulamaya çalışıyorum. Çünkü bu faktörlerden birinin bile eksik olduğu ortamlarda ben bile bilgisayarımı alıp mutfak masasında çalışmaya razı olabilirim. Bu kapsamda, hoş bir bitki çalışma alanınızı temizleyecek ve ferahlık hissetmenizi sağlayacaktır. Aynı zamanda bitkilerin dekoratif özelliklerinin ne kadar güçlü olduğunu da unutmamak gerekiyor.
3- İddialı olmayı deneyin.

Sizinle iletişim kurabilen görseller ile çalışma alanınızı dekore etmeyi deneyebilirsiniz. Bu tip hayat dolu sanatsal dokunuşlar sayesinde çalışma alanınızın enerjisini atırabilir ve güne daha motive başlayabilirsiniz.Duvarınıza yarı raf yarı masa şeklinde çok kullanışlı olabilecek bir ekleme yapabilirsiniz. Üstelik bunu kendi imkanlarınız ile de yapabilmeniz mümkün.
4- Kilim bulun.

Hem görsel olarak çekicilik sağlamak hem de alandaki sesi absorbe ederek dengeli bir seviyeye getirmek için çalışma alanınızda renkli bir kilim kullanmayı deneyebilirsiniz.“Çok renkli bir kilim özellikle odadaki diğer turuncu ve yeşil renkler ile uyum sağlayacaktır. Aynı zamanda tek renk, örneğin gri bir kilim kullanarak odada sade bir renk birlikteliği de yaratabilirsiniz. Çalışma alanınızdaki mobilyaları olabildiğince basit ve her zaman temiz tutmaya çalışın ki odadaki ışığı kırarak ortamın aydınlığına zarar vermesinler. Ek olarak odaya biraz doku kazandırabilmek için yeşil yapraklı bitkiler de kullanabilirsiniz.”5- Nordik mutluluk felsefesini deneyimleyin.
Çalışma alanınızı yuvanızmış gibi tasarlayın ama tabii içerisinde tüm gün gevşemiş şekilde oturmanıza sebep olacak denli değil.
“Duvarların ve zeminin nötr renklere sahip olması, doğal ahşaptan üretilmiş eşyalar, bitkiler, şilteler, kırlentler, kilimler veya belki bir asma balkon çalışma alanınızı samimi kılabilmenin en güçlü yollarından biridir.”Çalışma alanınızda sandalyeninizin yanında kışları sizi sıcak tutacak bir battaniye bulundurabilirsiniz. Yazın ise bunları koton içerikli olanlar ile değiştirebilirsiniz.6- Bir duvarınızı galeri duvarına dönüştürün.
Bu sizin alanınız, sevdiğiniz şeyler ile bu alanı istediğiniz kadar doldurabilirsiniz. Little Big Bell firmasının kurucusu ve editörü olan Geraldine Tan ise bununla ilgili şunları söylüyor:“Üzerinde hiçbir şeyin asılı olmadığı bir duvarınız varsa bunun karşısındaki duvarı bir galeri duvarına dönüştürün. Bu duvar için aralarında görmek istediğiniz uyumu yakalayana kadar seçtiğiniz fotoğraf ya da resimlerin düzenlenmesini yerde yapın. Daha sonra bu kombinasyonu duvar şeritleri yardımıyla duvara taşıyabilirsiniz. Böylelikle, astığınız şeyleri daha sonra istediğiniz şekilde değiştirme şansı da elde edebilirsiniz.”7- Yeni ve eskiyi harmanlayın.
Eski ve yeninin bir arada kullanılması eve daha sıcak bir hava katacak, bir mağaza vitrininde değil de kişisel, size ait bir evde yaşadığınızı hissettirecektir.“Örneğin, bir yerlerde terk edilmiş şekilde duran antika bir masa ile yeni satın alınmış sandalyeleri kombinleyebilirsiniz. Duvarlarda asılı olanların renklerini siyah ve beyaz ile sınırlayarak da alandaki renk yoğunluğunun yorucu olmasının önüne geçebilirsiniz. Sonuç olarak güzel ve rahat bir çalışma ortamı yaratmış olursunuz.”8- Odanızın ışık almasını sağlayın.
Gün ışığı ile bağınızı asla koparmayın. Çünkü gün ışığı çalışma alanını daha büyük bir yermiş gibi hissettirir, ki bu da küçük çalışma alanları için oldukça iyi bir araçtır. Örneğin, camlarınıza buğulu filmler yerleştirebilirsiniz. Böylelikle odanızdaki bitkiler için de yeterli ışık sağlayabilir, onları da kendiniz gibi yaşam dolu kılabilirsiniz. Ve şunu asla unutmayın, ne kadar yaşam doluysanız o kadar verimli çalışırsınız.9- Sevdiğiniz renklerin olduğu alanlar yaratın.
Sizinle iletişim kurabilen ve sevdiğiniz renkleri seçin, o an için moda olan renkleri değil.Örneğin yukarıdaki çalışma alanı için şu şekilde renk seçimi yapılmıştır: “Verimli bir iş gününe mükemmel bir arka fon oluşturacak şekilde gök taşı rengini seçtim. Evrak dosyaları için ise turkuaz rengi kullandım böylelikle çalışma alanının en çok kullanılan kısımlarını öne çıkarmaya çalıştım.”10- Çalışma alanınızı optimize edin.
Düzenlemek her şeyin anahtarıdır. Bununla uyumlu olarak, kimse dağınık bir alanda çalışmak istemez. Aldığınız çıktıları, dosyalarınızı köşelere ve çekmecelere doldurmaya çalışmayın. Saklamanız gereken farklı tipteki eşyalarınız için tavana doğru uzayacak şekilde üst üste depolama birimleri yaratarak odadaki düşey alanlardan yararlanabilirsiniz. Aynı zamanda çekmecelerinizde kaybolan evraklarınız için mantar pano kullanarak bunları panoya iliştirebilirsiniz.

Çalışma alanınız size ilham vermeli ve eşsiz kişiliğinizi yansıtmalı. Bunun için elinizden geleni yapmaya çalışın. Yukarıdaki çalışma alanını buna örnek gösterebiliriz:“Modaya uygun, kullanışlı ve ev sahibinin kişiliği yansıtacak bir alan tasarlamak istedik. Siyah bir vurgusu olan duvar ile alandaki derinliği artırıp biraz dramatik bir hava yarattık. Masanın üzerine bir avize konumlandırarak da odaya görkem ve cazibe katmayı hedefledik. Ahşap gövdeli bir konsol ise odanın organize olması için yararlandığımız bir araç oldu. Bununla ev sahibine eşyalarını koyma ve üzerindeki mini ocak ile yiyecek ihtiyacını karşılama şansı vermiş olduk. Sonuç olarak çalışma alanının kullanışlı şekilde tasarlamış olmamız hem ev sahibinin kariyerini keyifle şekilde deneyimlemesini hem de videoları ve Instagram fotoğrafları için mükemmel bir arkaplana sahip olmasını sağladı.”
Evdeki çalışma alanınızda daha göz kamaştırıcı bir atmosfer yaratmak istiyorsanız odadaki ışık miktarına oldukça önem vermelisiniz. Bu nedenle alanınıza seçtiğiniz aydınlatmanın hem gözlerinizi hem de dekorasyonunuzu desteklediğinden emin olmak faydalı olacaktır.
2- Yeşil bir alan yaratın.

Çalıştığınız alanda sanki doğanın içerisindeymiş gibi nefes alabildiğiniz sürece, bu alandan ayrılmayı hiç istemeyeceksiniz. Bu noktada, şu cümlelere kulak vermek faydalı olacaktır: “Kullanışlılık, ergonomik olma, rahatlık ve temizlik faktörlerinin birbiri ile uyumlu içinde olduğu çalışma alanları kurgulamaya çalışıyorum. Çünkü bu faktörlerden birinin bile eksik olduğu ortamlarda ben bile bilgisayarımı alıp mutfak masasında çalışmaya razı olabilirim. Bu kapsamda, hoş bir bitki çalışma alanınızı temizleyecek ve ferahlık hissetmenizi sağlayacaktır. Aynı zamanda bitkilerin dekoratif özelliklerinin ne kadar güçlü olduğunu da unutmamak gerekiyor.
3- İddialı olmayı deneyin.

Sizinle iletişim kurabilen görseller ile çalışma alanınızı dekore etmeyi deneyebilirsiniz. Bu tip hayat dolu sanatsal dokunuşlar sayesinde çalışma alanınızın enerjisini atırabilir ve güne daha motive başlayabilirsiniz.Duvarınıza yarı raf yarı masa şeklinde çok kullanışlı olabilecek bir ekleme yapabilirsiniz. Üstelik bunu kendi imkanlarınız ile de yapabilmeniz mümkün.
4- Kilim bulun.

Hem görsel olarak çekicilik sağlamak hem de alandaki sesi absorbe ederek dengeli bir seviyeye getirmek için çalışma alanınızda renkli bir kilim kullanmayı deneyebilirsiniz.“Çok renkli bir kilim özellikle odadaki diğer turuncu ve yeşil renkler ile uyum sağlayacaktır. Aynı zamanda tek renk, örneğin gri bir kilim kullanarak odada sade bir renk birlikteliği de yaratabilirsiniz. Çalışma alanınızdaki mobilyaları olabildiğince basit ve her zaman temiz tutmaya çalışın ki odadaki ışığı kırarak ortamın aydınlığına zarar vermesinler. Ek olarak odaya biraz doku kazandırabilmek için yeşil yapraklı bitkiler de kullanabilirsiniz.”5- Nordik mutluluk felsefesini deneyimleyin.

Çalışma alanınızı yuvanızmış gibi tasarlayın ama tabii içerisinde tüm gün gevşemiş şekilde oturmanıza sebep olacak denli değil.
“Duvarların ve zeminin nötr renklere sahip olması, doğal ahşaptan üretilmiş eşyalar, bitkiler, şilteler, kırlentler, kilimler veya belki bir asma balkon çalışma alanınızı samimi kılabilmenin en güçlü yollarından biridir.”Çalışma alanınızda sandalyeninizin yanında kışları sizi sıcak tutacak bir battaniye bulundurabilirsiniz. Yazın ise bunları koton içerikli olanlar ile değiştirebilirsiniz.6- Bir duvarınızı galeri duvarına dönüştürün.

Bu sizin alanınız, sevdiğiniz şeyler ile bu alanı istediğiniz kadar doldurabilirsiniz. Little Big Bell firmasının kurucusu ve editörü olan Geraldine Tan ise bununla ilgili şunları söylüyor:“Üzerinde hiçbir şeyin asılı olmadığı bir duvarınız varsa bunun karşısındaki duvarı bir galeri duvarına dönüştürün. Bu duvar için aralarında görmek istediğiniz uyumu yakalayana kadar seçtiğiniz fotoğraf ya da resimlerin düzenlenmesini yerde yapın. Daha sonra bu kombinasyonu duvar şeritleri yardımıyla duvara taşıyabilirsiniz. Böylelikle, astığınız şeyleri daha sonra istediğiniz şekilde değiştirme şansı da elde edebilirsiniz.”7- Yeni ve eskiyi harmanlayın.

Eski ve yeninin bir arada kullanılması eve daha sıcak bir hava katacak, bir mağaza vitrininde değil de kişisel, size ait bir evde yaşadığınızı hissettirecektir.“Örneğin, bir yerlerde terk edilmiş şekilde duran antika bir masa ile yeni satın alınmış sandalyeleri kombinleyebilirsiniz. Duvarlarda asılı olanların renklerini siyah ve beyaz ile sınırlayarak da alandaki renk yoğunluğunun yorucu olmasının önüne geçebilirsiniz. Sonuç olarak güzel ve rahat bir çalışma ortamı yaratmış olursunuz.”8- Odanızın ışık almasını sağlayın.

Gün ışığı ile bağınızı asla koparmayın. Çünkü gün ışığı çalışma alanını daha büyük bir yermiş gibi hissettirir, ki bu da küçük çalışma alanları için oldukça iyi bir araçtır. Örneğin, camlarınıza buğulu filmler yerleştirebilirsiniz. Böylelikle odanızdaki bitkiler için de yeterli ışık sağlayabilir, onları da kendiniz gibi yaşam dolu kılabilirsiniz. Ve şunu asla unutmayın, ne kadar yaşam doluysanız o kadar verimli çalışırsınız.9- Sevdiğiniz renklerin olduğu alanlar yaratın.

Sizinle iletişim kurabilen ve sevdiğiniz renkleri seçin, o an için moda olan renkleri değil.Örneğin yukarıdaki çalışma alanı için şu şekilde renk seçimi yapılmıştır: “Verimli bir iş gününe mükemmel bir arka fon oluşturacak şekilde gök taşı rengini seçtim. Evrak dosyaları için ise turkuaz rengi kullandım böylelikle çalışma alanının en çok kullanılan kısımlarını öne çıkarmaya çalıştım.”10- Çalışma alanınızı optimize edin.

Düzenlemek her şeyin anahtarıdır. Bununla uyumlu olarak, kimse dağınık bir alanda çalışmak istemez. Aldığınız çıktıları, dosyalarınızı köşelere ve çekmecelere doldurmaya çalışmayın. Saklamanız gereken farklı tipteki eşyalarınız için tavana doğru uzayacak şekilde üst üste depolama birimleri yaratarak odadaki düşey alanlardan yararlanabilirsiniz. Aynı zamanda çekmecelerinizde kaybolan evraklarınız için mantar pano kullanarak bunları panoya iliştirebilirsiniz.