- Her ne kadar Wanda Nara, Icardi ve L-Gante ekseninde gündem meşgul olsa da, bizler bugün Arjantin'in enflasyonla mücadelesinde kaydettiği başarıya atıfta bulunarak farklı bir örnek üzerinden TCMB’nin enflasyonla mücadelesinde ne kadar yalnız bırakıldığını göstereceğiz. Devamında da, TCMB'nin faiz indirimlerinden gecikmemesi gerektiği yönde uzun bir süredir devam ettirdiğimiz çağrımızı bir kez daha pekiştirmek suretiyle dün sonuçlanan kritik Para Politikası Kurulu Toplantısını (PPK) ele alacağız.
- Arjantin'de son altı aydır devam eden dezenflasyon trendinin bir parçası olarak Ekim ayı TÜFE enflasyonu yıllık bazda %193 seviyesine geriledi. Arjantin'de enflasyon oranı, 1944'ten 2024'e kadar ortalama %190 seviyesinde gerçekleştiğini peşinen söyleyeyim. Javier Milei, Güney Amerika’nın ikinci büyük ekonomisini yeniden şekillendirme vaadiyle bir yıl önce başkanlık koltuğuna oturdu. Popülist bir kampanya yürüterek geleneksel siyaset düzenine meydan okuyan Milei, parlamento desteği sayesinde harcamaların ciddi şekilde kesilmesini içeren önemli bir reform paketini yürürlüğe soktu.
- Sıkı para politikasının yanına eklenen radikal nitelikte ekonomik reformlar dikkat çekerken, hükümetin kemer sıkma politikalarının (sıkı maliye politikası) yardımı ile üst üste onuncu ayda da bütçenin fazlası verdiğine şahit olduk! Bu olumlu gelişmelerin yatırımcı nezdinde de karşılık bulduğunu görüyoruz. Şöyle ki, Arjantin borsası Merval bu yıl %130 yükselirken, dolar bazlı tahvillere yatırımcıların ilgisi artmaya; yabancı indinde Arjantin’in risklerini gösteren CDS risk primi ise süratle düşmeye başladı.
- Başkan Milei'nin harcamaları azaltma ve para basımını durdurma yönündeki hızlı adımları, piyasaların güvenini kazanırken, enflasyonun gerilemeye başlamasını da yardımı ile Arjantin Merkez Bankası, geçen sene bu zamanlar %100 seviyesinde olan politika faizini %35 seviyesine kadar indirdi. “Enflasyon %200'e yakın faiz ise %35” bu nasıl iştir sakın demeyelim! Bu noktada müsadenizle bültenlerimizde sıklıkla yer verdiğimiz Rahmetli Demirel’i bir kez daha anmak isterim. Demirel, enflasyonu yalnızca bir ekonomi değil, "toplumsal bir mesele" olarak görürdü. Enflasyon halkın alım gücü ve yaşam standartları üzerinde derin etkiler yaratırken, enflasyonla mücadele sadece teknik değil, toplumun desteğini gerektiren bir süreçti.
- Bu minvalde, son bir buçuk yılı aşkın bir süredir devam eden dezenflasyon sürecinde, maliye politikası desteğinden uzak, TCMB’nin enflasyonla savaşta ‘yalnız’ bırakıldığını sıklıkla dile getirerek, enflasyonla savaşın sadece faiz politikası ile başarıya ulaşamayacağını, eğer enflasyonu kansere benzetirsek, alınan kemoterapi ilacının (faiz) bir yere kadar işe yaradığını, hastalığı yenmek için ilave tedavi yöntemlerine de ihtiyaç duyulduğunu sıklıkla dile getiriyoruz. TCMB’nin uzun bir süredir uyguladığı sıkı para politikasına rağmen, manşet enflasyonun düşmekte büyük bir katılık gösterdiğini, TCMB bizzat geçen haftalarda Güncesinde kaleme aldığı raporda dile getirirken, kendi uhdesinde (kontrolünde) olan kalemlerde ise başarı sağladığını söyledi. Bu bağlamda, faizin görevini fazlası ile yerine getirdiğini ve reel sektörden gelen çığlığa da artık duyarsız kalmaması gerektiğini bizler de gündeme taşıyarak faiz indirim sürecinin pek de uzakta görünmediği söylediğimiz pekâlâ değerli okurlarımız hatırlayacaktır.
- Gelin biz dönelim esas meseleye. Dün sonuçlanan olağan TCMB PPK toplantısında politika faizi üst üstte sekizinci ayda da %50 seviyesinde sabit tutulurken, karar ile birlikte yayımlanan politika metninde ise ileriye dönük rehberlik anlamında önemli mesajlar verildi. Politika metninde TCMB'nin 'güvercin' bir üslup kullandığını gördük. Ekim ayında enflasyonun ana eğiliminde düşüş gözlemlendiği söyleyen TCMB, son çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere geldiğini, hizmet enflasyonunda iyileşmeye dair sinyallerin belirginleştiği söylerken, maliye politikasında (!) da eşgüdümün arttığını belirtti. Bu güvercin iletişimden, Aralık ayında da faiz indiriminin azımsanmayacak kadar yüksek olduğunu anladık. Pekâlâ şaşırdık mı? Elbette hayır :) Bizim açımızdan dünkü toplantı pek de sürpriz olmadı.
- Aralık ayında faiz indirim ihtimalinin kuvvetlenmesi ardından JP Morgan yayınladığı piyasa notunda Aralık ayından başlamak suretiyle her ay 200 baz puan faiz indirimi beklemek koşulu ile on ay üst üste faiz indirimi beklediğini belirtti. Gelelim kararın piyasa yansımasına... Aralık ayında faiz indirimin ufukta görünmesine paralel hisse senetleri coşkulu bir günü geride bıraktı: BIST100 endeksi günü %3,7 yükselişle tamamlarken, faiz indirim beklentisini satın alan bankacılık endeksinde yükseliş neredeyse %7'yi buldu. Faiz indirim beklentisi tahvil faizlerine de olumlu anlamda yaradı: İki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi bir puandan fazla düşüşle %41,35 seviyesine geriledi. CDS risk primi ise 256 baz puanda ve neredeyse pandemi döneminden bu yana en düşük seviyede işlem görmeye devam ederken, USDTRY kuru 34,50 seviyesinin altında denge buldu.
- Elbette yukarıda sıraladığım olumlu fiyatlama isteğinin devam edebilmesi için, Aralık başında açıklanacak Kasım ayı enflasyonunun %1,5 seviyesinde gelmesi önemli bir gösterge olacaktır. Böyle bir durumda yılı iyi kapatma isteğinin bir parçası olarak Noel Baba rallisinin de hisse senetlerine uğrayacağını düşünmeden edemiyorum! Bu bağlamda, hatırlayacağınız üzere, pazartesi günü kaleme aldığımız raporumuzda, yerel seçimler ardından Mayıs başında açmış olduğumuz TL uzun pozisyonlarımızı 2025 yılında da koruma niyetinde olduğumuzu belirterek hisse senetlerinde de dibin göründüğünü iddia etmiştik. Hâlen daha aynı noktadayız. Hisse senetlerine de pozisyon artırarak, küresel jeopolitik risklere paralel üç bin dolar hedefi ile Mart başında 2,180 dolar seviyelerinden açtığımız altın uzun pozisyonlarımızı devam ettirmeye, ucuz kalan ve potansiyel barındıran gümüş pozisyonumuzu ise korumaya gayret edeceğiz.
- Her Perşembe olduğu üzere TCMB ve BDDK'nın haftalık bültenlerini dün de yakından takip ettik. Buna göre, 15 Kasım ile sona eren haftada TCMB'nin brüt döviz ve altın rezervleri toplam 0,6 milyar dolar düşüşle 156,7 milyar dolar seviyesine gerilerken, altın fiyatlarının geçen hafta sert gerilemesine paralel, altın rezervlerinde 2,6 milyar dolar düşüş yaşanmış. Öte yandan, hafta başı, gerek yıl sonu etkisi gerekse de artan jeopolitik riskler kapsamında Londra kaynaklı döviz talebinin de yardımı ile TCMB'nin kamu dövizleri ve swap hâriç net pozisyonunda toplam 5,6 milyar dolar bozulma yaşanırken, manşet rakamın da artı 29,6 milyar dolar seviyesine gerilediğini gördük.
- BDDK verisine göre ise, yabancı para mevduatlar 340 milyon dolar azalarak 191,6 milyar dolar seviyesine geriledi. Böylelikle yabancı para mevduatların toplam mevduat havuzunda payı neredeyse %1 azalışla %36 seviyesinin altına gerilerken, aynı haftada KKM'nin dolar cinsi anapara 1,2 milyar dolar; TL bakiye ise 39,3 milyar TL azaldı. KKM’nin toplamda payı ise %6,7’ye gerilerken, TL'nin payı ise %57,4'e yükseldi. TCMB verilerine göre 15 Kasım haftasında yurt dışı yerleşikler 1,6 milyar dolar devlet tahvili satın alırken, hisse senetlerine ise haftalar sonra sınırlı da olsa 138 milyon dolar alım gerçekleştirdi.
- Yurt dışı piyasalarda ise Rusya, otuz üç aydır süren savaşta, ABD ve İngiltere'nin Kiev'in gelişmiş Batı silahlarına izin vererek Rusya topraklarını vurmasına yanıt olarak perşembe günü Dnipro şehrine hipersonik bir orta menzilli balistik füze ateşledi. Ukrayna-Rusya ekseninde artan gerilime paralel altının ons fiyatı bu hafta mütemadiyen yükselerek 2,685 dolar seviyesine gelirken, dijital altın bitcoin de adeta kükreyerek 100bin dolar sınırına dayandı.
- Bitcoin'in değerinin bu yıl iki kattan fazla arttığını, Trump'ın bir sonraki ABD başkanı olarak seçilmesinden ve bir dizi kripto yanlısı yasa koyucunun Kongre'ye seçilmesinden bu yana geçen iki haftada yaklaşık %40 yükseliş kaydetti. Öte yandan, ABD SPK'sı konumunda SEC'in başında yer alan ve kripto 'düşmanı' olarak görülen Gary Gensler'in de Ocak ayında SEC'den ayrılmayı planladığını okuyoruz. Bitcoin cephesinde kısa vadede 104 bin devamında ise 125-130 bin dolar seviyelerini hedefliyoruz. BTCXAU rasyosunda ise bir müddettir dile getirdiğimiz 37 seviyesi dün test edilmiş oldu.
- Wall Street'in ana endeksleri dün dalgalı geçen seansı yükselişle kapattı. Dow %1 ile başı çekerken, bu sabah pasifiğin diğer ucunda karmaşık bir seyir görüyoruz. Hong Kong ve Çin borsa endeksleri %1 civarında gerilerken, geriye kalan borsalarda ise kuvvetli olmasa da yeşil rengin hâkim olduğunu görüyoruz. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde yatay bir seyir hâkim. ABD Doları FED faiz indirim beklentilerinin azalması ile kuvvetlenmeye devam ederken, dolar endeksi (DXY) son bir yılın en yüksek seviyesinden işlem görüyor. Bu bağlamda, DXY sepetinde ağırlıkla para birimi olan EUR 1,0450 kritik destek seviyesine gerilerken, teknik mânâda haftalık kapanışını önem arz edeceğini, ufukta parite seviyesine doğru yolculuğun ise göründüğünü not etmek gerekiyor. Kraliyet aslanı sterlin de benzer bir şekilde 1,2560 desteğinin kıyısında işlem görüyor. Her ne kadar yön aşağıya görünse de, trade amaçlı, sıkı bir stop uygulamak koşulu ile, haftalık kapanışı da görerek, 1,2550 seviyesinden GBPUSD uzun pozisyon açma fikrine çok da uzak değiliz.
- Mali piyasaların gündeminde ise bugün sorunlu Kıta Avrupasında imalat ve hizmetler PMI, ABD'de benzer bir şekilde PMI verileri ve Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi takip edilebilir. Herkese iyi bir hafta sonu dilerim.











