- Devlet tahvillerinde dünya genelinde yaşanan geniş çaplı satış baskısı piyasaları hafta başından bu yana tedirgin etmeye başladı. ABD'de 30 yıllık hazine tahvillerinin getirisi 2007'den bu yana ilk kez %5'e, Almanya'da ise 10 yıllık getiri 2011'den bu yana ilk kez %3 seviyesine yükseldi. Tahvil faizlerinde yaşanan 'amansız' yükseliş küresel ekonomiyi tehdit ederken, resesyon (yavaşlama) riskinin de hisse senetlerine ve şirket tahvillerine zarar verebileceğinden endişe ediliyor.
- Takdir edeceğiniz üzere, küresel çapta enflasyonla mücadele kapsamında art arda ve uzun bir süredir devam eden faiz artışlar, tahvillerin fiyatını düşürürken, bu da elinde tahvil taşıyan yatırımcıların yine elindeki yatırımın değerinin düşmesi anlamına geliyor. Yakın geçmişte, örneğin Silikon Vadisi Bankası'nda neler olduğunu hatırlayınız. Pek çoğunuz sabit getirili bir enstrümanın vadeye kadar tutulması durumunda herhangi bir kayıp olmayacağını söyleyerek karşı çıkabilir, doğrudur, lâkin likidite ihtiyacının oyun değiştirici olabileceğini göz ardı etmeyin.
- Pek âlâ nereden çıktı bu tahvil faizlerinde ani artış? Bunun ilk ve en kolay sebebi FED'den beklenen ilave faiz artırımları. Hatırlanacağı üzere, FED'in bir önceki başarısız iletişimle dolu toplantısında, üyelerin önümüzdeki yıllara yönelik projeksiyonları daha yüksek faiz hadlerine işaret ederken, bu yıl bitmeden de bir kez daha 25 baz puan faiz artırım ihtimali hâlen daha masa üzerinde sıcaklığını koruyor. Öte yandan, faizler yükseliş eğilimindeyken ve daha da artması beklenirken, zarar kes işlemlerinin tetiklenmesi ile tahvil piyasasında yaşanan çıkışların yükseliş eğiliminde (kartopu misali) etkili olabileceğini düşünüyoruz.
- Faizin yükselmesi, öte yandan düşen bıçak misali yeni yatırımcıların içinin 'gıdıklanmasına' neden olurken, yükselen faiz ortamında yatırımcılar hisse senedi gibi getirisi belirsiz bir piyasadan çıkıp sabit getirili bir piyasaya geçmek istemesi de doğal olarak risk iştahını baltalıyor. MSCI Dünya hisse senedi endeksinin son 33 günde yaklaşık olarak %7 değer kaybettiğini de not edelim.
- Dünya tahvil piyasalarına var olan ateşe salı günü ABD Çalışma Bakanlığı'nın JOLTS olarak bilinen istihdam göstergesi raporunun beklentilerin oldukça üzerinde (son 2 yılı aşkın sürenin en yükseği) artış göstererek (istihdam piyasasının canlı olduğu yönünde okundu) adeta benzin dökerken, dün açıklanan ABD özel istihdam raporunun ise beklentileri karşılayamaması, bir nebze de olsun 'ateşin' gücünün azalmasına neden oldu. ADP Ulusal İstihdam raporuna göre, ABD'de özel sektör istihdamı eylül ayında 153bin olan beklentinin altında kalarak 89bin kişi artması, faiz artırım beklentilerinin yavsaşlamasına neden olurken, 10 yıllık gösterge ABD tahvil faizi salı günü 16 yılı yeni en yüksek seviyesi olan %4,8840'a temas etmesi ardından dün %4,72 seviyesine geriledi.
- Gösterge faizinin yatırımcılara bir nebze de olsun nefes alma süresi tanımasının yanı sıra, petrol fiyatlarında dün yaşanan %5 büyüklüğünde çöküşün de ferahlık sağladığını iddia edebiliriz. Faiz oranlarının daha uzun süre yüksek kalacağı görüşü risk algısını olumsuz etkilerken, resesyon tehdidi de son dönmelerde yine korkusuz bir şekilde yükselen petrol piyasasını adeta vurdu. Daha basit bir anlatımla, küresel ekonomiden gelen yavaşlama sinyalleri talep yönlü endişeler yaratarak petrol fiyatlar üzerinde baskı kurdu. Hatırlanacağı üzere, Brent cinsi ham petrol, Suudi Arabistan ve Rusya'nın piyasayı desteklemek için gönüllü arz kesintilerinin yardımı ile son 4 ayda 72 dolardan 96 dolara kadar yükselmişti. Dün toplanan OPEC+ bakanlar paneli, petrol üretim politikasında herhangi bir değişiklik yapmamasına rağmen, geride bıraktığımız haftayı 96 dolar seviyelerine yakın kapatan Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı, dün 86 dolar seviyesine kadar geriledi!
- Havanın dün bir nebze de olsun yumuşaması sonrasında ABD borsaları geceyi yükselişle tamamladı. Risk iştahı denince hep en önde koşan Nasdaq endeksi geceyi %1,4 yükselişle tamamlarken, bu sabah Asya piyasalarında da, petrol fiyatlarındaki düşüş ve zayıflayan ABD istihdam verilerinin Hazine tahvil getirilerinin 16 yılın zirvelerinden çekilmesine yardımcı olmasıyla 11 ayın en düşük seviyelerinden toparlanma gösterdi. Gösterge Japonya Nikkei endeksi %1,2 artış kaydetti. Hong Kong'un Hang Seng endeksi %0,3 yükselirken, Çin anakara piyasaları tatil nedeniyle kapalı konumda olduğunu not edelim.
- Dün havanın bir nebze de olsun yumuşaması ve ABD tahvil faizlerinin bir tık da olsun gerilmesi ardından pariteler cephesinde de sokulanma yaşandı. EUR ve GBP sırası ile 1,0510 ve 1,2160 seviyelerine yükseldi. EUR'da aşağıda 1,04 ; Sterlin cephesinde ise 1,2090 haftalık kapanış bağlamında ve yön tayininde önemle takip edilmesi gereken seviyeler olarak ön plana çıkıyor. Altın 1,813 dolar seviyesine kadar gerilemesi ardından beklentimiz ile uyumlu alımlara sahne olarak 1,830 dolar seviyesini test ederken, gümüş ise 20,66 dolar seviyesini test etmesi ardından (20 dolar seviyesine yaklaştıkça teknik bölgeden alım isteği gelebileceğini belirtmiştik) 21,25 dolar seviyesine toparlandı. Ilımlı havaya paralel direnişin parası bitcoinin de 28bin dolar seviyesine doğru yürüdüğünü not edelim.
- Elbette gözler bu noktadan sonra her ayın ilk cuması olduğu üzere ABD'de açıklanacak resmî tarım dışı istihdam verilerine çevrilecektir. Reuters anketine göre, ağustos ayında 187bin kişi artış gösteren istihdamın eylül ayında 170bin kişiye düşmesi beklenirken, işsizlik oranının da muhtemelen %3,8'den %3,7'ye gerilemesi bekleniyor. Beklentilerin dışında gelecek bir veri, özellikle de ABD'de istihdamın kuvvetli olduğuna yönelik inanışların artması, beraberinde faiz artırım beklentisini de canlı tutarak var olan satış baskısını yeniden kamçılayabilir!
- Türk mali piyasaları ise yurt dışında var olan yangından aşırı şekilde etkilenmedi. USDTRY kuru her gün daha da yukarı sloganı ile kamunun desteğinde bebek adımları ile de olsa 27,60 seviyesine yaklaşırken, CDS risk priminin 390'lı seviyeleri terk ederek yeniden 425 baz puan seviyesine yaklaşması da yurtdışı tedirginliğin içerideki yansıması olarak görüldü. Küresel mali piyasalardaki yaşanan olumsuz tabloya parlalel genele yayılan satışlar neticesinde BİST100 ana endeksi de günü %2,1 oranında düşüşle tamamladı.
- Dün açıklanan Ticaret Bakanlığı verilerine göre, eylül ayında dış ticaret açığı 5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Rakamların içinde boğulmadan, geçen yılın aynı döneminde dış ticaret açığının 2 kat olduğu düşünülürse, ekonominin soğutulması çabalarının işe yaradığını söyleyebiliriz. Öte yandan, dün yine TCMB tarafından açıklanan TÜFE bazlı reel efektif kur endeksini takip ettik. Türk Lirası, son iki ayda TÜFE bazlı %14; ÜFE bazlı endekse göre ise %8 değerlendi. Kurun kontrollü bir şekilde enflasyon kadar yükselmemesi, TL'yi reel anlamda değerlendirmiş.
- Dün KKTC İstatistik Kurumu eylül ayı enflasyon verilerine açıkladı. Buna göre TÜFE bir önceki aya göre %3,27 ; bir önceki yılın aynı ayına göre ise %81,22 değişim gerçekleştirdi. Son 5 aydır enflasyonun yeniden yükseliş eğilimine geçtiğini görüyoruz. Geçen yılın bu ayında enflasyonun %120,32 olduğunu hatırlatalım.
- Bugünün veri takviminde ise her perşembe günü olduğu üzere ABD'de haftalık işsizlik maaşı başvuruları, TCMB ve BDDK'nın haftalık bültenlerini takip edeceğiz.
Ekonomi Haberleri
05 Ekim 2023 - 09:27
Güncel Piyasa ve Döviz Haberleri
05 Ekim 2023 Perşembe İktisat Bank Güncel Piyasa ve Döviz Haberleri : Tahvil piyasalarında yaşanan 'bozgun' yatırımcıları tedirgin ediyor...
Ekonomi Haberleri
05 Ekim 2023 - 09:27
İlginizi Çekebilir