- FED ve diğer merkez bankalarının derin bir resesyondan kaçınarak uçağı yumuşak bir şekilde indirecek para politikalarını tasarlamayı başardığına ikna olan piyasalar, 2022 yılının son çeyreğinden bu yana riskli varlıklara geri dönerken, güvenli liman arayışının da azalmasına paralel doların değer kaybettiğine şahit olduk.
- Bu dönemde, altının ons fiyatı 1,600 dolar seviyesinin diplerinden 1,960 dolara kadar yükselirken, EUR dolar karşısında 'parite' seviyesinin altından hızlı bir değer kazanımı ile 1,10 seviyesine kadar yükseldi. Bu dönemde, belki Türkiye'nin izlediği 'ilginç' para politikası nedeniyle etkilerini pek hissetmesek de, gelişmekte olan piyasalara sermaye akışı da hız kazandı.
- Gelinen noktada, küresel büyümenin enflasyonu düşürmeye ve şahin merkez bankalarını faiz artışlarını durduracak kadar yumuşadığının anlaşılması ile doların yeniden değer kazanmaya başladığını görüyoruz. Ekim ayında, FED'in uçağı 'yumuşak' bir şekilde (resesyona neden olmadan) yere indireceği ihtimalini satın piyasalar, son haftalarda peşe peşe açıklanan ve küresel ekonomik büyümenin dirençli olduğuna ışık tutan makro ekonomik verilerin yanı sıra enflasyonun uzun süre yüksek kalacağına ikna olmalarıyla, üçünü bir ihtimali satın almaya başladı: no-landing (iniş yok). Bunun da arka planında finansman koşullarının sıkı kalacağı beklentisinin yattığını not etmek gerekiyor.
- Son 1 haftada açıklanan veriler, ABD'de istihdam artışının Ocak ayında keskin bir şekilde hızlandığını, ABD ve Almanya'da enflasyonun yüksek kalmaya devam ettiğini, ABD ve Avrupa'da ticari faaliyetlerin Şubat ayında toparlandığına işaret etti. Piyasa oyuncuları, artık bu yılın sonunda faiz indirimi beklentilerinden vazgeçerken, Şubat başında yaklaşık %4,8 olan Temmuz ayına yönelik terminal rate (en yüksek faiz beklentisi) son günlerde %5,36 seviyesine yükseldi. Bu oranın (terminal rate) Avrupa cephesinde karşılığı ise Ekim ayı için %3,65.
- Yatırımcıların kafasının rahat olmamasına paralel riskli varlıklara olan talep de son haftalarda düşerken, risk iştahını göstergesi konumunda ABD'nin teknoloji borsası Nasdaq son 13 günde %7'ye yakın geriledi. Elbette hisse senetlerine olan talep düşerken, devlet tahvillerinin getirisi de yükseliyor (tahviller satıldıkça, fiyatları düşüp getirileri artıyor). Piyasaların risksiz faiz olarak gördüğü 10 yıllık ABD tahvil getirisi de benzer bir şekilde son 13 günde 60 baz puan kadar yükselirken, doların piyasa kuru olan DXY 104,5 seviyesine yükselerek Ocak ayı başına geri döndü.
- Risk iştahının gerilemesine paralel EURUSD paritesinde aşağıda 1,0460 seviyesine varan bir geri çekilme teknik mânâda kartlar arasında yer alırken, jeopolitik risklere rağmen güçlü dolar temasından etkilenen kıymetli madenler için de riskler aşağı yönlü görünüyor. Teknik bir bakış açısıyla gümüş için 20,20 altın için ise 1,788 dolar seviyesinin havanın daha da bozulması durumunda test edilebileceğini öngörüyoruz. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı son 1 haftada %7 değer kaybederek 80 dolar seviyesine kadar geriledi. Petrol cephesinde uzun bir süredir koruduğumuz aşağı yönlü görüşümüzü hâlen daha değiştirmedik.
- Dün günün büyük bir bölümü, gece geç saatlerde açıklanacak FED'in bir önceki toplantı tutanakları beklemekle geçti. Tutanaklarda büyük bir sürpriz göremedik. Enflasyon riski ön planda kalırken, FED'in enflasyonla mücadele kapsamında elde ettiği mevzileri kaybetmemek, yılın ikinci yarısına ilişkin var olan faiz indirim fiyatlamasını da kırmak adına şahin duruşunu sürdüreceğini düşünüyoruz. Bu minvalde, önceki tahminlerinden daha fazla sayıda faiz artırabileceği ihtimali de güç kazandı.
- Türkiye cephesinde ise deprem sonrası soluksuz yükseliş kaydeden inşaat sektörüne yönelik şirketler dün günü taban seviyeden tamamlarken, BIST100 endeksi günü %1,5 düşüşle tamamladı. Kamunun döviz piyasasından hakimiyetine rağmen USDTRY kuru bebek adımlarla da olsun yükselerek 18,90 seviyesinin kıyısına kadar geldi. Bugün KKTC saati ile 13:00 ; TSİ14:00'te TCMB Şubat ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı sonucunu kamuoyu ile paylaşacak. 100 baz puan faiz indirimi bekliyoruz. Böylelikle politika faizi de %8 seviyesine gerileyecek. Faiz kararından ziyade TCMB'nin deprem sonrasında politika metnine serpiştireceği bundan sonrasına ilişkin yol haritasının da izlerini arayacağız. Yeri gelmişken not edelim ki, beklentimize paralel seçimlerin 18 Haziran'da yapılacağını görüşü her gün güç kazanırken, muhalefet adayını da yakında duyacağımız düşünüyoruz. Resmî süreç Mart ortasında başlayacak.
- Jeopolitik risklerin ön plana çıktığı Ukrayna savaşının yıldönümünde, ABD Başkanı Biden, Doğu Avrupa liderleri ile Varşova'da bir araya gelirken, Rusya'nın saldırması halinde askeri destek sözü vermek suretiyle "NATO'nun doğu kanadı olarak ortak savunmamızın cephe hattını oluşturuyorsunuz" dedi. Rusya Devlet Putin, Ukrayna'yı işgalinin birinci yıldönümünden bir gün önce yaptığı konuşmada Rusya'nın nükleer güçlerini güçlendirmeye artan ilgisini sürdüreceğini söyledi. Jeopolitik risklerin tırmanmasına rağmen güçlü dolar teması ile altının (şimdilik) zayıf bir görüntü sergilemeye devam ediyor.
- ABD borsaları dün geceyi de düşüşle tamamlaması sonrasında yeni gün başlangıcında pasifiğin diğer ucunda kararsız bir seyir görüyoruz. Tokyo piyasası resmî tatil nedeniyle kapalı konumda olurken, Asya genelinde yatay bir seyir görüyoruz. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde ise hafif de olsa tepki alımları görülüyor. Gözler TCMB PPK kararında olsa da, Euro bölgesinde TÜFE, ABD'de 4Ç büyüme ve her Perşembe olduğu üzere, ABD'de işsizlik maaş başvuruları; Türkiye'de ise TCMB haftalık bülteninin irdeleyeceğiz.
Ekonomi Haberleri
23 Şubat 2023 - 09:58
Güncel Piyasa ve Döviz Haberleri
23 Şubat 2023 Perşembe İktisat Bank Güncel Piyasa ve Döviz Haberleri :
Ekonomi Haberleri
23 Şubat 2023 - 09:58
İlginizi Çekebilir