Aile Şirketlerinin Yönetimindeki Problemlerine Çözüm Önerileri
1. Aile anayasası: Birincil ve en önemli çözüm yolu yazılı anayasa oluşturmak. Ayrıca bu anayasada:
*Hissedarların hak ve sorumlulukları,
*Şirketin gitmek istediği nokta ve stratejileri,
*Şirketin yönetim mekanizmaları, yönetim ve icra kurullarının seçilme prosedürleri, kurul üyelerinin nitelikleri, CEO atanması süreci, CEO’dan beklentiler ve yetkinlikler,
*Aile üyelerinin ve hissedarların ücretlendirilmesi, kar payı dağıtımı politikaları gibi hususların netleştirilmesi.
2. Daha genç ve yeni nesillerin sürekli bir teknik ve yönetim felsefesi eğitimine tabi tutulması:
Geleceğe hizmet edecek bir eğitimin sağlanması için altın değerindeki sorular:
*Şirkette neler oluyor?
*Şirket kaynaklarını nasıl planlar? Planlama ve bütçeleme süreçleri nasıl işler?
*Bir hissedar hangi soruları sormalıdır?
*İnsan kaynakları nasıl yönetilir?
*Bilanço, gelir tablosu ve nakit akış nasıl ilişkilendirilir, nasıl yönetilir?
*Finansal tablolar ve performans analizleri nasıl yorumlanır?
*Stratejiler nasıl yapılandırılır?
*Ailenin değerleri işe nasıl yansıtılır?
3. Aile bireylerinin kariyerlerinin ilk safhalarını başka şirketlerde geçirmelerinin sağlanması:
Aile bireylerine şirket içinden eleştirinin gelmesi oldukça sakıncalı. Hatta bazı şirketlerde isyana bile sürükleyebiliyor. Yaptıkları hataların organizasyon içinde başkalarınca kapatılıp halının altına süpürülmesindense kendilerini başka şirketlerde ispat etmeleri gerekir. Bu ispattan sonra aile şirketlerine katılımları hem şahısları hem de aile şirketleri için en iyi seçenek.
4.Şirket dışı bağımsız danışmanlık / yol göstericilik / akil adamlık hizmetlerinden hakkıyla yararlanabilmek:
Şirket içi kaynaklar yeterli değilse tespit edilen sorunların giderilmesinde, özellikle aile anayasası, kurumsallaşma, sağlıklı büyüme, kadroların ve organizasyon şemasının oluşumu vs. gibi hususlarda dışarıdan destek almak hem daha az maliyetli hem de çok daha az zaman ve enerji kaybettiriyor.
Aile şirketlerinin günümüzün fazlasıyla rekabetçi iş dünyasında ayakta kalabilmeleri zor ama imkânsız değil. Bütün mesele pasif ve gelenekçi bir sahiplik olgusundan kurtulup aktif ve profesyonel bir hissedarlık yapısına dönüşebilmekte… Bu dönüşüm, şirketlerin gideceği yönü doğru belirlemekten, aile üyeleri ile şirket ve faaliyet konusu arasındaki ilişkiyi daha sağlıklı zeminlere oturtmaktan geçiyor…